Şahlar devrilirken
elbette piyonlar hareket edecek. Döngü tamamlanacak, basit insanlar ölüp birer
basamak olacak ki o basamaklarla daha üstlere ulaşılsın. Tabi burada basitlik
kavramını düşünmeniz gerekir. Makam ve mevki demiyorum size, para ve güç de değil,
sizden istediğim düşünmeniz. Basit bir insan mısınız yoksa yeri geldiğinde
basamağın sonunda zirvede bekleyen biri mi? Ben bir örümceğin özenerek yaptığı
evine benzetirim kendimi, bir gecekondunun duvarında ya da bir gökdelenin
çatısında bu hiç fark etmez. Burada basitlik kavramı çıkar işte karşınıza ve
burada karşılaşırsınız benimle. Evimin kapısı herkese açıktır hatta öylesine
açıktır ki din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet aramadan buyur ederim herkesi. En
zengini kıskandıracak kadar varlıklı, en fakiri şükrettirecek kadar yoksulum
fakat hepsinden önemlisi ben sizin görünmez tuzağınızım. Takılıp kalırsınız
bana, saplanırsınız, kurtulmaya çalıştıkça daha da derine gidersiniz. Kurtulmak
aklınıza geldiğinde ağlarla sarılı bir yorgunun, gözleri kör edilmiş bir dilsizin
ve bütün hayatı elinden alınmış bir zavallının çabasıdır artık çabanız. Şimdi
ben kim miyim? Neden mi anlatıyorum size kendimi, küçük beyinlerinizde deşifre
mi oluyorum? Deşifre olmak benim için sadece bugün sorun. Nasıl olsa yarın en
ufak bir kızgınlıkta nasıl olsa her şeyi unutacak ve yine dost olarak beni
seçeceksiniz. Siz busunuz insanoğlu, sadece bu kadar düşünebilirsiniz. Ben
sizin küfredip, gözyaşı döküp, öç alıp sonra koynunda ağladığınız ya da
güldüğünüz gücüm. Bugün en büyük dostunuz, yarın azılı düşmanınız, sonraki gün
en güvendiğiniz şey, ertesinde pişmanlığınızım.
Benim başlangıcım
kendi sonunuzdur.