ESAT AVCI

Paşa Konağının Cariyeleri

Böylece Kahya Gökbay, yanındakilerle birlikte inip, zindanın kasvetli kapısının tokmağını vurdu. Küçük pencereden bakan Zindancıbaşı Gulam, kapıyı hemen açtı.

İçeriye giren kahya ve yanındakiler, doğruca Sofianın yanına girdi. Kız hâlâ çırılçıplaktı. Üzerine sadece bir battaniye atılmıştı.

Kahyanın işaretiyle harekete geçen nöbetçiler, ellerindeki çuvalı açmaya başladılar. Diğerinin elinde de bir urgan bulunuyordu. Bunları gören Sofia birdenbire çığlık atmaya başlayınca bir kuşakla ağzını sardılar.

Böylece sadece iniltileri duyuluyordu. Üzerindeki battaniyeyle birlikte çuvala sokulan Sofia, çuvalın içinde de debelenmekteydi. Çuvalın ağzı urganla sıkıca bağlandı. Çuvalın iki ucundan kavrayan Erşah ile Fergun, onu konak arabasının tabanına yatırdılar.

Sonra, Aytolunun naaşının bulunduğu kanlı çuvalın üstüne iki çuval daha geçirerek, onu da arabaya götürdüler. Nöbetçiler arabanın içine bindi. Kahya da arabanın önünde bulunan Hüsenin yanına oturdu.

Bir işaretle Hüsene “Yürü!” dedi.

Hüsen, istikameti sorunca kahya “Kayalıklara!” dedi.