Lara, biraz da
ürkekçe durağın içindeki koltuklardan en köşedekine oturdu, kalbinin ritmini
yatıştırmaya ihtiyacı vardı. Gökyüzündeki kara bulutlara uzun uzun baktıktan
sonra sıkıntıyla içini çekti.
Keşke Harry Potter
filminde olduğu gibi bir görünmezlik pelerini olsa da üzerime sarabilsem, keşke
ama keşke o kadar güçlü bir kadın olabilsem de bir daha hiç kimse beni üzemese
diye iç geçirdi.
O kadar çok istedi
ki…
Lara’nın bu dileğinin
onu, geçmişte bir Navajo Kızılderilisi olan Yanaba’nın, gelecekte ise Quexor
gezegeninin varisi prenses Taya’nın vücuduna götüreceğini elbette bilemezdi.
Ama güçlü olmak deneyimler ile mümkün. Denenmiş olan bilgi, denenmemiş ise bir
muammadır. Aynı geçmiş ile gelecek gibi. Oysa ya şimdi….