BURAK ERBAY YALÇIN

KIRMIZI HIRKA

Ve hayat…


Güneşin tepemizden izlemesi gibi, kalemimizden dökülen mürekkebin kavrulan sıcakta değil de, hasretle kurumasıydı. Senle hiç yaşamadığımız yerlerde olan -olmayan- anılarla gezmek gibiydi. Varlığın, yokluğun ne olduysa senden sonra bir ihtimallik heveslerde... Dünyayı yeni tanıyan bir çocuğun hevesleri gibiydi ihtimaller.


Ve seni hiçbir şairin mısralarına misafir olmadan; hiçbir yazarın satırlarına konmadan, kendi kalemimdeki mürekkeple dizeledim.


Göğün mavisini, gölün yeşilini ellerimin tozu kadar ve kulağımda hiç bitmeyecek, henüz bestelenmemiş bir şarkı gibi mırıldanır oldum.


Sabahın olmasından öte, gecenin bin yıldızlık yalnızlığındaki rüyalar gibiydi hayat...