MUSTAFA KARAÇAM

İÇLİ GEÇMİŞ zAMAN

“Mutluluk” denilen şey Kaf Dağı’nda küflenmekte olan yenmesi yasaklanmamış elmadır.


Kimi insan elbette Kaf Dağı’nda böyle bir elmanın yetişmediğini bilir.


Kimi insan ise var olmayan o elmayı yer, üstüne üstlük bir de yemediği elmanın tadına varır.


Size garanti edebilirim; bu hikâyede kayda değer hiçbir şey yoktur. Yalnızca:


Anka kuşları emekli olduklarında ne tür kazak giyerler? Kaybolan kol saati nasıl bulunur? Kaybolan kol saati bulunamıyorsa sebepleri nelerdir? Eksik sayfalı kitaplar nasıl okunur? Akıcı bir şekilde “İnsafsızca” konuşmak için kaç yıl gerekir? Düşünüyorum, o halde suçlu muyum? Gandalf mı, Gollum mu? Tutmuş slogan değişir mi? İnsan aşık olduğunu nasıl anlar? “Parti İnsanları” nelerdir ve nerelerde bulunur? Hayatın gerçek manada anlamı nedir?’ gibi soruların cevaplarını içeren bu kitap, hiçbir şey anlatmadığı gibi hiçbir şey de amaçlamamaktadır. Fakat böyle söylediğim için “hiçlik” kavramını küçümsemek gibi olağanüstü bir yanılgıya düşmenizi de istemem. Sanılanın tam aksine sonsuzluk çok kısa bir süreçken, “hiçlik” zamanın başlangıcından, -eğer bir sonu var ise- sizi temin ederim sonuna dek sizi terk etmeyecektir.