Burak EROLOĞLU

YALANI ARAYAN GERÇEK

Büyük bir boşluktaydım.

Aylardan kasımdı.

Hayatımda en değer verdiğim insanlardan biri, yani sevdiğim kadın çekip gitmişti çünkü.

Daha iki gün önce “beni bırakıp gitme” diyen kadın rüzgârını alıp çekip gitmişti gözlerimden.

Çok bağlanmıştım oysa ben ona.

Saçlarına bakınca dört mevsimimizi görüyordum, çocuklarımızın koşuşturmacalarını...

Sevdiğim kadın ise bir bahar gibi geldi, bir rüzgâr gibi esip geçti yüreğimden.

Uzun bir süre dolduramadı kimse yerini, dolduramazdı da zaten.

O kadar kolay değildi yaşananların unutulması.

Üç maymunu oynamak o kadar kolay değildi yaşananlara.

...

Büyük bir boşluktaydım.

Rüzgârına tutunduğum kadın gitmişti çünkü.

Üstelik bir de gittiğini bile söylemeden gitmişti.

Hep düşünür dururdum o günlerde

“Bir elveda etmeden gitmek niye diye? “

Gitmişti.

Arkasında duyamayacağı bir ses tonunda “Gittin işte, gittiğin gibi kal” diyebildim.

“Artık yüzüne söylediklerimi arkanda söyleyeceğim hayat saçlı kadın”

...

Büyük bir boşluktaydım.

Çünkü hep insanın kendisinden çok bir başkası için yaşamasını istedim.

Bu yüzden hep başkaları için yaşadım ve bu yüzden onlar için hep başkası oldum.