Tolga MADAK

AHMERİ

Hadi. Bu senin kaderin ve var oluş sebebin. Dört yolun başındasın. Kimini ateş boğacak, kiminin sonsuz bir deniz örtecek üstünü. Kimileri hanidir özü olan toprağa karışacak, gerisini durmaz bir fırtına alacak. Sen zamanı bilensin ve söyleyeceksin âlem-i durana. Durup neyi beklediğinden bir haber olana ve bilene. Önlerinden yürüyeceksin. Ateş seni sarıp saklar yakmaz, toprak seni tanır almaz, su seni yıkar nefes verir, hava seni tekrar göğe çıkartacak.

Arkasında milyarlarca insan onun yüzüne bakıyordu. Hepsi sanki onu tüm hayatları boyunca tanıyorlardı. Onun ağzından çıkacak kelimeyi bekliyorlardı.

—Bu insanlar kim, siz kimsiniz! Bunca insan burada toplanmış ne yapıyor, neyi bekliyorlar?

—Bilmekle görevlendirilensin. Zamanı bilen, sonu bileni ve sonun ne ile geleceğini ve yerini bilensin, dedi gökten gelen ses.

—Ne yapacağımı bilmiyorum.

Ses yükselerek:

—Sen kendini bilensin. Ve ona yardım edecek kişisin. O hem zehir hem şifa olandır. O da senin gibi bilendir ancak sadece kendini bilir. Sen ona yardım edeceksin.