Eyüp Yaşar OVALI

EŞEKLE SEVİŞMEK

KIYMIK GİRDİ

22 Mayıs 1950 yılında bir bahar günü, Denizli´de, bu zorlu hayat serüvenine istem dışı başladım. Yani, oldukça eski bir erkek sayılırım. Bu dünyada erkek olup, erkek kalarak eskimek hiç de kolay değildir. 

Çok korkarım içimdeki korkusuz dünyadan. Okumayı, öğretmeyi, ağaç dikip, tabiatı korumayı ibadet sayarım. Hayvanların çoğu, insanlığın yaşamasına hizmet için geldiyse dünyaya, biz nasıl olurda, onlara bir nimet olarak bakmayız? Niçin, hem Allah´a inanırız, hem de sorumsuz mutluluklarla yarattığını katlederiz? Üstelik ihtiyacımızın dışında, zevk için, utanmazca.
 
Ya insanın, insanla ölümüne mücadelesine ne demeli? Savaş mı? Van dallık serbest yani… Milyonlarca yıl önce dünyaya gelmiş olan insan cinsi yaratığın, neden hala dişisi ile erkeği arasında bile pek çok fark vardır? Neden aynı doğruyu bile, aynı yollardan kabul etmeyiz; anlayamadım. 
 
Bir tarafın çıktığı delik değişik olsa yahut farklı bir usulde yaratılsalar yine kabulüm. Oysa kadın ve erkek, birbirini fikren ve bedenen tamamlamaları üzerine tasarlanmış. Birindeki girintinin karşılığı, öbüründe çıkıntı değil mi? 
 
Allah erkeği erkeklerden, kadını kadınlardan eksik kılmasın. İnsan cinsiyetinin tüm özelliklerini yaşatsın, varoluş nöbeti boyunca, eksiksiz… 
                                                                                                                   E.Yaşar Ovalı