Filiz ELİTAŞ

SIRDAŞ

“Beni” insanlara anlatmak kolay. Beni benden daha iyi kim bilebilir ki? Ben, “Beni” anlatmayı bir kenara bıraktım. Ben, “Seni” anlatmaya çalıştım. Gördüğüm, tanıdığım, yaşadığım birçok insandan oluşan, şu an bu kitabı okuyan “Her Seni”… 

Önce tanıdım.
Sonra dinledim. 
Anladım. 
Ve anlattım. 
Gurbette hasret çekiyorsan, içindeki özlemi anlattım. 
Sevdiğinden ayrı düştüysen, hasretini yazdım. 
Ağlayamadıysan hiç doyasıya, 
Elimdeki kâğıtlara gözyaşlarını döktüm.
Ya da küçücük bir çocuksan henüz,
Dünyaya senin küçücük gözlerinden baktım. 
Sen ki; hayata küstüysen…
Sen ki; içindeki neşeye ket vuramıyorsan…
Sen ki; yapayalnızsan… 
Sen ki; yaşamın engellerine takılıp düştüysen… 
Hissettim “Seni” 
Ve yazdım.
 
Çünkü “Yaşayabilmenin” eş anlamlısı, “Hissedebilmek” 
Çünkü “İnsan” olmanın şartı, “Anlıyor” olabilmek
Çünkü “Sevip, sevilebilmenin” çaresi, 
“Yok birbirimizden bir farkımız” diyebilmek!