İsmet ACİ

SABIKALI

 Annem başını uzattı kapıdan,

 “Senden sonra bu odada kimseyi yatırmadım.” dedi.

Sorgulamama son verdikten sonra getirip koğuşun içine itelediklerinde kendime geldiğimde içerdekiler bana, ben de onlara kim olduklarımızı sormuştuk. Hepimiz aynı suçlardan alınmıştık içeri. Benden önce gelenler buradaki yaşam biçimini görmüş olduklarından benimle paylaştılar. Her yöreden her meslekten arkadaşlar vardı. Hiç kimseyi bir diğerinden ayırmamışlardı. Öğrenciler, öğretmenler, avukatlar, doktorlar çiftçiler, bir partiye mensup olanlar, partiye mensup olmayanlar ne ararsan vardı. En düşük rütbeli er, yıllarını bu ülkenin eğitimine adamış yaşlı başlı öğretmenlerin komutanıydı. İlk dersimi almıştım. Kalabalıktan dolayı bir arada tutulduğumuz yer ağzına kadar dolmuştu. Çabuk anlaştık. Kader arkadaşıydık. Bir anda herkesin zorlukla elde ettiği etiket silinmiş, onun yerine aynı yediğimiz yemekler gibi tek etiket takılmıştı. Herkesin adı aynıydı artık. Mahkûm.